Tuzla, İstanbul’un şehir dışında kalan fakat son dönemde şehrin büyümesiyle de uzak olmaktan çıkan hatta artık kendisi şehirleşen şirin sayfiye. Bu sayfiyenin son dönemde ön plana çıkan önemli lezzet duraklarından birisi de Tuzla Balıkçısı, çok seveni var öğlenden itibaren akşam kapanana kadar tabiri caizse dolup dolup taşıyor. Sevmeyeni de çok öyle baharatlı, soslu balık mı olur, bu kadar sos, baharat olsa olsa ayıp örter diyenler.
Konuya biraz doğrudan girmiş olduk ama mekanın en önemli özelliği, meze diye sundukları çok çeşitli ara sıcaklarla müşteriyi balığa doyurmaları. Gittiğinizde özellikle sistemi de bilmiyorsanız, yönlendirmek suretiyle meze verelim deniyor ve fikriniz yoksa da sisteme dahil oluyorsunuz. Yok ben illa kalamar, karides ve balık gibi ürünler yiyeceğim bunları da kendim tercih edeceğim diyorsanız, bildiğiniz klasik balıkçı servisi de mevcut ama dedik ya mekanın ünü mezelerle yayılmış.
Artık gelelim sisteme; önce masaya gelen mısır ekmeğinin benim bugüne kadar yediğim ekmeklerle yarışacak seviyede olmadığını belirtmeliyim, sonrasında tercih ederseniz balık çorbası servis ediliyor, ben az bir balık çorbası aldım ve de kremalı hazır çorba hissiyatı oluşturan tadından dolayı beğenmedim. Bu arada salata siparişimizi özel detaylarla verdik ki bu tercihimize azami özen gösterilmiş ve de salata istediğimiz şekilde gelmişti. Hatta peynirli olmayan salataya ilave istediğimiz peyniri de iki etmeden ilave ettiler. Yeri gelmişken özellikle belirtmek isterim servisimizden çok mutlu olduk ve memnun ayrıldık. Sanırım incelik sadece bir garsonun bize hizmet etmesinde gizliydi.
Daha sonra ise bir bir servis başladı mutfaktan çıkan büyük kayık tabaklarla, sırasıyla Fener Kavurma, Levrek Marin ama bildiğimiz anlamda hardallı soslu falan değil, Soyalı Karadeniz Somon, kırlangıç, minekop ızgara ve kılıç geldi, tabi ki biz burada yeter dedik ve durduk haliyle, mekan tecrübemizin yokluğu, mekanın yoğunluğundan dolayı iyi asiste edilmememiz nedeniyle bir nevi önümüze geleni yemek durumunda kaldık. İlk meze dışında hepsi de sıcak sıcak servis edildi. İlki biraz soğumuş bir servisten bize sunuldu.
Gelelim tatlara ve meşhur baharat ve sos konusuna; minekop ızgara bile sade değil soya sosluydu diyeyim ve konuyu bu açıdan kapatayım. Hatırı sayılır sos ve baharat ile yapılmış türlü çeşitli balık. Klasik görüş çoğumuzun da bildiği gibi, sos ayıp örter. Tabi benim de aklıma ilk gelen o oldu fakat dedim ki kendi kendime sadece günde belki binlerce insanın geldiği yerde bu durum en hafifinden kötü niyetlilik olur. Ben kendi kanaatimce bu ihtimali devre dışı bıraktım. Düşündüm ve sonunda karar verdim normal balığı çok sevmeyen milletimize balığı yedirmenin bir yolunu bulmuşlar ki insanlar özellikle haftasonları kuyruğa girerek hizmet alıyorlar. Son zamanlarda lüks balıkçılarda da aynı trend yani balığı soslayıp, susamlayıp satmak moda olmadı mı? Hatta bahse konu mekanlarda ağırlıkla çiftlik levreği ile yapılıyor bu mezelerin çoğu, Tuzla Balıkçısı’nın bence en önemli artısı da tam bu noktada ortaya çıkıyor. Balık çeşidi; kelimenin tam anlamıyla envayi çeşit balık sunuluyor ve hatta biz dur dedikten sonra bile alabileceğimiz daha 50 çeşit meze olduğu söyleniyor.
Sonuç olarak yediniz içtiniz ne verdiniz derseniz, bu sistemde adam başı 20 ila 30 TL arası derim. Balık için oldukça ucuz olan bu fiyat sistematiği de müşteriye cazip gelen unsurlardan birisi zannımca.
Sözün özü; yolunuz düşerse mutlaka, düşmezse de ilk fırsatta bir gidin derim ne de olsa fenomen olmuş bir dükkandan bahsediyoruz.
Fikirleriniz bizim için çok değerli, neden sevdiniz ya da sevmediniz paylaşırsanız müteşekkir oluruz.
http://www.tuzlabalik.com
Postahane Mh. Manastır Yolu Cd. No:6 Tuzla / İSTANBUL
+90 216 304 34 34
Buraya sadece bir kez gittim ve son gidişim oldu. kalabalık öyle yoğundu ki kapıda isim sırasına kaydolmak gerekiyor önce. Hadi o aşamayı geçtik masaya oturunca servisten zerre anlamayan bir insan sormadan tak tak servise başladı. Birader bir saniye ne bunlar şimdi cevap:meze. tamam da ne mezesi? Cevap aynı meze.Balık adı altında her şey verilebilir. Çünkü gelen her şey bulamaç şeklinde. Balık yok mu siz de diyorum adam hala meze diyor. en nihayet başka biri devreye girdi mezenin balık anlamına gediğini söyledi. Öyle alakart balık servisinden falan bahsedilmedi. Karman çorman, şekilsiz meze adı verilen nesneleri gürültü patırtı içinde yemek yemek için iseterse bedava versinler buraya gitmem. Ha balık denilen şeyin bir estetiği ve keyfi vardır. yerken ne yediğimi anlamak isterim. Sadece sıcak tahin helvalarını beğenmiştim.
Ben de hiç gitmedim bir daha bugüne kadar, Normal ızgara ya da tava balık var bildiğim kadarıyla.. Dediğim gibi insanlara bir şekilde balık yedirmeleri artıları.